Enstitu.net || Blog
Enstitu.net blog sayfasına hoş geldiniz.
“İlk yaratılışta insan yokmuş… Evet yeryüzü daha rahattı. (…) İnsan kendi cinsine de esir!… Düzene, âdetlere de esir!… Esir!.. Her şeye esir!.. Bu hal nedir Yarab?!.. Kurtuluş yok mu? (…) Ah uçmak!.. bu esaret zincirinden kurtulmak!… Özgürlük, Özgürlük!…”
Selma Rıza
Selma Rıza Feraceli, Jön Türklerin lideri Ahmet Rıza Bey'in kardeşi olup, ilk Türk kadın gazeteci ve ilk Türk kadın romancılardan birisi olarak kabul edilir. Selma Rıza, Padişah II. Abdülhamit’in rejimine karşı mücadele eden İttihat ve Terakki Partisi’nin yayın organı olan Meşveret ’in yayınlanmasında gazeteci kardeşi Ahmet Rıza’ya katılmıştır. Bu yüzden o ‘’ilk Türk kadın gazeteci’’ olarak kabul edilir.
Diğer yandan Selma Rıza, ‘’İttihat ve Terakki Partisi’nin tek kadın üyesi’’dir. İlk Türk kadın gazeteci unvanını Paris de bulunduğu yıllarda almıştır. O dönemde Fransızca yayınlanmış olan Meşveret Gazetesi'nde ve Türkçe olarak yayımlanan Şurayı-ı Ümmet Gazetesi'nde çalışmıştır.
Selma Rıza 2. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'a dönmüş bu yıllarda gazetecilik yapmamış, ancak sosyal hayatta rol almaya devam etmiştir. Meşrutiyet'in ilanından sonra yeniden teşkilatlandırılan Hilal-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay)' inde beş yıl süre ile genel sekreterlik yapmıştır. Selma Rıza, 1892 yılında Uhuvvet adlı romanı ile Türk Romanının ilk kadın temsilcilerinden birisi de olmuştur.
Hanımlara Mahsus Gazete ve Kadınlar Dünyası gibi yayın organlarında yazılar yayımlayan Selma Rıza, kadınların eğitimi konusuna da önem vermiştir. Abisinin yardımıyla Osmanlı Dönemi’nde açılan ve Türkiye’nin ilk yatılı kız lisesi olan Kandilli Adile Sultan İnas Mekteb-i Sultanîsi‘nin oluşumuna da çok önemli katkılarda bulunmuştur.
Selma Rıza’nın “Uhuvvet” Adlı Romanında İşlediği Kadın Sorunu
Selma Rıza’nın Uhuvvet adlı romanı Nebil Fazıl Alsan tarafından günümüz Türkçesine çevrilmiş ve yayınlanmıştır. Osmanlı toplumunun son yüzyılında kadınların sorunlarını ve toplum içindeki konumlarını yansıtan güzel bir ayna durumundadır.
Bu eserinde cariyelik, esaret, Batılılaşma sorunu, görücü usulü evlilik, kadının çalışma hayatı ve sosyal hayata karışma imkânı, kız çocuklarının okutulması gibi günümüzde de hâlen sorun olarak devam eden konular üzerine değinen Selma Hanım; aslında kardeşlik adını verdiği romanında, eşitsiz kız kardeş örneğini ele alarak toplumsal cinsiyet rolleri açısından kadının statüsünü irdelemiştir.
Osmanlı toplumunda herhangi bir hak ve ekonomik bağımsızlık sahibi olmayan kadının acıklı durumunu sergilemiştir. Romanda verilmeye çalışılan mesaja göre, kadının eğitim alması ve meslek sahibi olması çok önemlidir. İyi bir eğitim alan, geçimini temin edebilen ve hayatına yön verebilen bir kadın kendisine toplum içinde rahatlıkla yer bulabilir ve layık olduğu saygıyı görür.
Bununla birlikte kadının toplum içinde layık olduğu yere gelmesi sadece kendi çabasına bağlı değildir ve erkeklere de bu konuda çok önemli görevler düşmektedir. Onlar da geleneksel zihniyetin dışına çıkmalı kadının önünü açmalı ve kadına gereken değeri vermelidirler.
Kadınların seslerini duyuramadığı bir zamanda kalemşörlük yapmış, hürriyet mücadelesinde aktif rol oynamış ve kadınların bilinçlenmesi, erkeklerle fırsat eşitliğine sahip olması için uğraş vermiştir.
SELMA RIZA FERACELI (1872-1931) VE TÜRK KADINININ İLK GAZETECİLİK DENEYİMLERİ
0 Yorum
Bu konuya yorum yapılmamış.
İlk yorumu siz yapın.
Yorum Yap