Haber & Duyuru

En güncel haber ve duyurulara buradan ulaşabilirsiniz.

  • Düzene Meydan Okumak

    • 13.09.2021 13:20:42
    • Yorum
    • Puanı:NAN
    • Kültür Sanat

      Platon filozofların yönettiği bir devlet hayal ediyordu. Sokrates ise sorduğu sorular yüzünden idam edildi. Galilei düzenle uzlaştığı için mutlak bir idamdan kurtulmuştu ama Bruno düzene meydan okudu ve yakılarak idam edildi.

      Hiç kuşku yok ki yazın tarihi düzene meydan okuyan binlerce aydının, filozofun, yazarın ve gazetecinin öyküsüyle doludur. Sadece Türkiye’de yasak edilmiş, sürülmüş veya öldürülmüş yazarların kitaplarıyla bir kütüphane kurulabilir. Hepsi evrensel doğruları savundukları için padişaha, krala, iktidara, diktatöre, genel anlamda düzene meydan okumuşlar ve tarihe bu şekilde geçmişlerdir.

      İngiliz aydınlanmasının önemli isimlerinden Thomas More onlardan biridir. Kralın yakın arkadaşı ve danışmanı olduğu için önceleri düzenin adamıdır More. Ama kralın giderek artan keyfiliği ve umursamaz benmerkezcilik onu bile isyan ettirir. Her söylenene evet diyerek ömrünün sonuna dek rahat bir hayat geçirebilecekken itirazlarını sürdürür. Kralın değil hukukun üstünlüğünü savunur. Sonunda gözden düşer ve idam edilir.

      Bir başka İngiliz Daniel Defoe da krala meydan okuyanlardandır. İki kez Newgate Hapishanesi’ne atılmasına rağmen uslanmaz. İnadından vazgeçmeyince boyunduruğa vurulur ve Londra sokaklarında ibret-i âlem olsun diye dolaştırılır. Gazeteci kimliğiyle İskoçya’ya gönderilmeyi kabul edince düzenle uzlaşmış gibi görünür ve oradan raporlar yazar. Uzak bir adada mahsur kalmış Alexander Selkirk adlı bir denizcinin öyküsünü kaleme alıp hayatının akışını değiştirecektir.     

    Soğuk Savaş yılları aydınların en çok sınandığı dönemdir.

      Sovyet Rusya’nın başını çektiği sosyalizm, dünya halklarını olduğu kadar aydınları ve yazarları da etkilemiştir. Karl Marx sosyalist düzenin, ancak kapitalizmin doruğundayken ulaşılabileceğini savunmuştu. Oysa komünist devrim en olmayacak topraklarda yani Rusya’da gerçekleşti. Günümüzde artık yaşamıyor olmasının nedeni belki de budur.

      Ama komünist ideolojinin yükselişte olduğu yıllarda onlarca yazar kitap ve romanlarında emekçileri, işçilerin yönettiği bir dünyanın hayalini yazmıştır. Jack London’ın romanları SSCB’de çoğu Batılı yazarın aksine yasaklı değildi ve onun komünist olmakla suçlanmasına neden olacak kadar çok satıyordu.

      H.G. Wells bir bilim kurgu yazarı olmasına rağmen kaleme aldığı İnsan Hakları kitabıyla bugün Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin temelini oluşturan bir esere imza atmış ve dünyanın düzenine başkaldırmıştı. Wells, 1920’de Bolşevik devriminin lideri Lenin ile röportaj yapmış ve bu röportajı Gölgelerdeki Rusya adıyla kaleme almıştı. Ona sorular sorarken kendisi de Lenin’in sorularına maruz kalmıştı. Lenin ona “neden İngiltere’de toplumsal bir devrim yapmıyorsunuz” diye sormuştu. Moskova’da Lenin’in odasında otururken bu soruya nasıl bir yanıt verilebilir ki?

      Wells’in Lenin ile yaptığı görüşme ilginç olduğu kadar arkadaşçadır. Lenin ona Rus köylüsünün hızla dönüşeceğini ve tarımsal üretimi sanayi üretimine dönüştüreceklerini söyler. Ardından ekler: “On yıl sonra gel ve Rusya’da neler başardığımızı gör.”

      Gerçek adı Eric Arthur Blair olan George Orwell de tıpkı H.G.Wells gibi kapitalist düzene muhalifti. Daha tehlikeli bir işe girişti ve bir gerilla olarak İspanya İç Savaşı’na katıldı. Diktatör Franco’nun düzenine karşı savaşan POUM milislerine katıldığında takvimler 1936’yı gösteriyordu. Eve döndükten sonra yaşadıklarını Katalonya’ya Selam adıyla kitaplaştırdı. Kitap, sadece 800 adet sattı. Ama biz Orwell’i hala okuyoruz.

      Düzene meydan okuyunca hayat herkes için zordur. Nazi Almanya'sında rejimle arası iyi olmayan herkes tutuklanır ya da ülkeden sürülürken Yahudi, çingene, sosyalist ve eşcinsel olanları ucunda toplama kampına atılmak ve öldürülmek olan daha büyük zorluklar bekliyordu. O yılların Almanya'sında düzene meydan okumak çok daha cesurcaydı ama doğru bir dünya kurabilmek için gerekliydi de.

      Yaşadığımız her dönemde bir düzen ve o düzenin dayattığı koşullar vardır. Bu koşullar yasaklanmayı, hapsedilmeyi, sürülmeyi veya öldürülmeyi içerebilir. Thomas More’un hayal ettiği evrensel bir dünya ülkesi kurulana kadar böylesi düzenlere meydan okumaya devam edeceğiz.  

    Çünkü bir kişinin susturulması tüm insanlığın susturulması demektir.

    Düzene Meydan Okumak

0 Yorum

  • Bu konuya yorum yapılmamış.

    İlk yorumu siz yapın.

    Yorum Yap

Yorum Yap & Puan Ver
0

KATILIMCI GÖRÜŞLERİ

  • Şirket kurululu ile ilgili hiçbir fikrim yoktu fakat daha sonra noter, vergi dairesi, banka, ticaret odasıyla ilgili önemli bilgileri öğrendim. Ayrıca demirbaşların amortisman oranlarının bilgisinin nereden ...Daha fazlasi

    Sonay Çelik Finansal Muhasebe Elemanı
  • Bu oluşumun kesinlikle olması gereken  ihtiyaçlara cevap veren bir platform olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Özellikle muhasebe mesleğine yeni başlayan, teorik olarak öğrendiği bilgiyi nerede, nasıl kullanacağına ...Daha fazlasi

    Doğan Çelik SMMM
  • Hocalarımızın yönlendirmeleri sayesinde iş hayatında ihtiyacım olan konularda nereden doğru bilgiye ulaşabileceğimi öğrenip, bakış açımın daha genişlemesi fırsatını edindim.Çalıştığım firmada yaptığım işlemlerde kendime olan güvenimi pekiştirdim. ...Daha fazlasi

    Ahmet Demir SMMM
  • Mesleki uygulamalardaki eksiklerimi gidermek, gerek kendimi test edebilmek amacıyla bu platforma katıldım. Bu sayede, artık mesleki hayatta karşımıza çıkan sorunlarda, kararsız kaldığımız anlarda, her zaman danışabilecek ...Daha fazlasi

    Sevil Aydın Finansal Muhasebe Elemanı